SABAHI BEKLERKEN


Gece ya da belki de sabah ...

Yazmaya başlarken bilgisayar saati 04:15 diyordu. Uzun zamandır ilk defa işbaşında sabahlıyorum. Oysaki arzu ettiğim sabahlama şekli de, sabahlama yeri de burası değil.

Kafam bugün dolu hem de kendi içime bakmayacak kadar dolu. Aksaray'daki trafik kazası yüzünden 33 insanın hayatta olmadığını biliyorum artık ve bunların çoğu daha ufacık çocuklar. Kimi doktor olmak isteyen kimi belki de astronot... Bense onların asla bunları olamayacağını biliyorum saatlerdir.

Hayat bu kadar basit işte ... İstersen asabi ol, istersen kompleksli istersen de Diyarbakır'da bir kardeşin olsun vatan için senden ayrı kalan.

Hayat bu kadar basit ölüm kadar yalın, ölüm kadar yakın.

En acısı da onlar sadece çocuk(tu).

İzmir sabahı karşılayacak sayılı dakika sonra. O kadar masum o kadar kendi halinde ki ...
Sanki 3 milyon insan yaşamıyor içinde. Hiç farkında da değil aslında onun için çalışanların. Ne bizim ne itfaiyecilerin ne de polislerin ...
Körfez uykuda. Vapurlar dinleniyor.
Yollar sakin, araçlar daha da hızlı. İçindekiler eller havaya yaparken yoruldu belki de :)
16 saati doldururken burada bir tek şey geçiyor içimden : Sierra Alpha'n seni çok seviyor Uniform Charlie ... İyi uykular rüyam :)


Yorumlar

GEZGİNİN HARİTASI