AŞKSIN SEN
Gece ...
Ağustos böcekleri bile uyuyor. Çıt çıkmıyor sokaklarda. Duyduğum sadece kalbimin sesi.
Seni çağırıyor yanıbaşıma.
Sözcükler bu aralar oldukça kaçak. Yazmak istediğim ne çok sözcük var aslında. Yazmaktansa yaşamayı tercih ediyor galiba hayatım. Yıllar önce "Yeter ki aşk incinmesin" diye bir yazı yazmıştım.
İki popüler kültür öğesini almıştım avuçlarıma bir yanda Selim Arhan vardı bir yanda Peyami. Ben başımı dizlerine yaslayıp uyuyabileceğim Peyami'yi seçmiştim bütün Selim hayranlarına inat. İkisi de hayaldi, ikisi de yoktu yakınlarda. Karşılıksız adamların arasında geçiyordu hayat. Yalan gülüşler, yalan sözler, yalan duruşlar,hepsi yalan işte ... İnanmayı deniyordum, inanmayacağımı bilsem de. Bir yerlerde bir Peyami olmalıydı. Ama "Ya yoksa ?" diye de sormuyor değildim.
Bekliyordum. Neye güvenip de bekliyordum, bilmiyordum. İnanmak lazımdı. Tek bildiğim buydu zaten.
"İçimde fırtınalar koparan kadın" diye seslendin bana bu akşam. Bana bugüne dek söylediğin binlerce güzel sözcükten yanyana gelmiş sadece dördü belki de. Hoşuma gitti işte.
Yine kendimi özel ve önemli hissettirdin bana.
Durup dururken bana yine o yazımı hatırlattın bu sayede. Seninle karşılaştığım günden beri biliyorum zaten.
"Mucize aciz olduğun şeyi başarmaktır" Bir dizide geçiyordu bu cümle. Hoşuma gitmişti, not etmiştim aklımın unutulmazlarına. Mucize, bu yaşadığımız gibi bir şey olsa gerek. Başarılması çok da kolay olmayan.
Ağustos böceklerinin de duymasını çok isterdim ama şu an söylemek zorundayım. Sen benim için aynen o'sun : Dizine başımı yaslayıp sabahlara kadar dinleyebileceğim,ve gözlerinde aşkı görebileceğim o sımsıcak adam.
Aşkımızın şerefine ...
Yorumlar
Yorum Gönder