TESADÜF MÜ ?
Bazenler vardır hayatta. Her şeyi bir kenara bırakıp bazenin rahatlığına sığınır insan.
Aslında her zaman olabilen bir şey bir anda bazen denilen anlamsız bir zaman aralığına özgüleniverir.
Çünkü, öylesi kolaydır.
Öylesi rahattır.
Daha katlanılasıdır ve hatta idare etmesi çok daha kolaydır.
Az önce olan da aslında daha önce defalarca olup biten bir şeydi ve bu denli de incitmezdi. Hem niye incitsindi ki ? Fena halde basit, hatta anlamsızdı çünkü.
Ama bir diziden bir bölüm izlemiştik Ela ile yıllar önce. "Şapkadan Babam Çıktı" ismini taşıyan sevimli bir diziydi, biraz komik biraz dramatik. Halit Ergenç'i ilk orada keşfetmiştik biz. Şehrazat'tan çok çok önce, yakışıklı çocuk adını bile takmıştık. Orada geçen bir replikti "Tesadüfler gülüyor belki de halimize". O gün bugündür unutmam o cümleyi ve gereken yere hiç de çekinmeden serpiştiriveririm ve kimse de anlamaz bu cümleyi. Zaten uzun ve derin cümleleri irdelemeyen bir toplum değil miyiz ?
Üstelik bir de kader olgumuz var, kime ne tesadüften ?
Ama tesadüf yine güldü karşımda hem de katıla katıla. Çünkü, az önce olan aynen de buydu.
Daha önce binlerce kez yaptığım gibi Msn'i açtım. Çevrimdışı iletiler dalış yaptı önümde. Ama bir tanesi vardı ki ...
Evet, okuyucu doğru bildin. Ela ...
Tesadüf olansa anlamsız hoax mesajlardan biri hani şu kontör pazarlayan ya da hey fotoğraflarıma bak diyenlerden ve bunlar her zaman cirit atar internette ve Ela'mın hesabından da gelmiştir daha önce.
Ama o bazen var ya ... Kuyruğuna tesadüf takan .... İşte, bazen fena halde içine işler insanın.
Her gece bu saatlerde internette birbirine rapor veren iki yüreğin işaretidir bu sefer o bazen.
Ben, hani hiç bir şekilde inanmayan ben, gidip başucunda dua etse de kabul edemeyen ben, onu bilen ya da aslında onun hiç tanışmadığı birilerine bile ondan bahsederken gözleri rahat durmayan, hemen bulutlanan ben çok kolay düşebilirdi bu tesadüfün kucağına, düştü de.
Boş bulundum, sen sandım Ela.
Bu saatte seninle konuşmaya ihtiyacım olduğundan belki,
Belki fena halde biriktirdiğimden.
Anlatılacak binlerce olayım olduğundan, sarılmak isteyişimden ve hala kabul edemeyişimden.
Kim bilir, belki de biraz kozmik ya da mistik ... İnanırım ben öyle şeylere.
Çok özledim işte ... Huzur içinde yat meleğim.
Evet, koskoca bir yıl geçti ama alışılmıyor işte...
Aslında her zaman olabilen bir şey bir anda bazen denilen anlamsız bir zaman aralığına özgüleniverir.
Çünkü, öylesi kolaydır.
Öylesi rahattır.
Daha katlanılasıdır ve hatta idare etmesi çok daha kolaydır.
Az önce olan da aslında daha önce defalarca olup biten bir şeydi ve bu denli de incitmezdi. Hem niye incitsindi ki ? Fena halde basit, hatta anlamsızdı çünkü.
Ama bir diziden bir bölüm izlemiştik Ela ile yıllar önce. "Şapkadan Babam Çıktı" ismini taşıyan sevimli bir diziydi, biraz komik biraz dramatik. Halit Ergenç'i ilk orada keşfetmiştik biz. Şehrazat'tan çok çok önce, yakışıklı çocuk adını bile takmıştık. Orada geçen bir replikti "Tesadüfler gülüyor belki de halimize". O gün bugündür unutmam o cümleyi ve gereken yere hiç de çekinmeden serpiştiriveririm ve kimse de anlamaz bu cümleyi. Zaten uzun ve derin cümleleri irdelemeyen bir toplum değil miyiz ?
Üstelik bir de kader olgumuz var, kime ne tesadüften ?
Ama tesadüf yine güldü karşımda hem de katıla katıla. Çünkü, az önce olan aynen de buydu.
Daha önce binlerce kez yaptığım gibi Msn'i açtım. Çevrimdışı iletiler dalış yaptı önümde. Ama bir tanesi vardı ki ...
Evet, okuyucu doğru bildin. Ela ...
Tesadüf olansa anlamsız hoax mesajlardan biri hani şu kontör pazarlayan ya da hey fotoğraflarıma bak diyenlerden ve bunlar her zaman cirit atar internette ve Ela'mın hesabından da gelmiştir daha önce.
Ama o bazen var ya ... Kuyruğuna tesadüf takan .... İşte, bazen fena halde içine işler insanın.
Her gece bu saatlerde internette birbirine rapor veren iki yüreğin işaretidir bu sefer o bazen.
Ben, hani hiç bir şekilde inanmayan ben, gidip başucunda dua etse de kabul edemeyen ben, onu bilen ya da aslında onun hiç tanışmadığı birilerine bile ondan bahsederken gözleri rahat durmayan, hemen bulutlanan ben çok kolay düşebilirdi bu tesadüfün kucağına, düştü de.
Boş bulundum, sen sandım Ela.
Bu saatte seninle konuşmaya ihtiyacım olduğundan belki,
Belki fena halde biriktirdiğimden.
Anlatılacak binlerce olayım olduğundan, sarılmak isteyişimden ve hala kabul edemeyişimden.
Kim bilir, belki de biraz kozmik ya da mistik ... İnanırım ben öyle şeylere.
Çok özledim işte ... Huzur içinde yat meleğim.
Evet, koskoca bir yıl geçti ama alışılmıyor işte...
Yorumlar
Yorum Gönder