AKDENİZ MELTEMİ

Denizsiz bir hayat olabilir mi diye düşünüyorum bazen, bir deniz çocuğu olarak. Asla olamazmış gibi geliyor.
Ankara'daki Mülkiye yıllarımı ve bildiğim halde inatla onu her tepenin ardından çıkacakmış gibi heyecanla bekleyişimi düşününce, denizi hayatın bir parçası gibi konumlandırıveriyorum.
Aslına bakarsanız bunca aydan sonra birdenbire yazışımı da ona borçluyum.
Ancak bu defa Akdeniz'e...
Güneş Ekim'in ortasında nasıl da pervasızca salınıyor üzerinde hayal edemezsiniz !
O ışıltıdır içimi harekete geçiren şu an.
Sabahki o güzel yağmurun ardından bu ne güzelliktir böyle ...
Kim bilir belki bir adım öteye geçer, şiire bile yelken açarım burada. Kim bilir ...
İyice tembel bir yazara dönüştüm zaten.Twitter'a verdiğim emeğin yarısını buraya versem herhalde ihya olurdu bu blog.
Düşünüyorum birkaç güzellik aslında. Biraz uğraşmak lazım,biraz didinmek ...
Akdeniz meltemi altındayım; huzur,sükunet ve umudun kıyısında.
Beni bırakmadığın için teşekkürler okuyucu ...

HAMİŞ:

Biliyorum, bana oralardan kızıyorsun sen.Bu karmaşık ve çapraşık düşünce evrenimde neler var da bu kadar suskunum diye merak da ediyorsun belki de.Değiştim mi yoksa dönüşüyor muyum ? Göreceğiz birlikte

Yorumlar

GEZGİNİN HARİTASI