BUDUR :)
Diyelim ki bunun adı arayış.
Söylenesi sözlerin, dinlenesi şarkıların peşinde açılmak gizli ve uzak denizlere.
Belgesel kanallarında izlenilen ve asla atılınamayacak maceraların hayali belki de ...
Hayat kimi zaman, hadi itiraf edelim aslında çoğu zaman, oldukça da sıradan.
Buna rutin diyorlar kısaca, ingilizceden apartarak.
Sabah sabah hiç istemeden kalkıp üniversitenin ışıltılı günlerinde hiç ama hiç hayal etmediğin bir işi yapıyorsun belki de. Sabah kalkmak fikri zaten sıkıcı, ona bir şey demiyorum bile.
Aslında kalkma zulmünü atlattıktan sonra bloktan bahçeye adımımı attığım o an ile aramda sorun yok. Bahçedeki lavanta kokusu ve günün o pırıltılı merhabasını seviyorum.
Lavantalarımız var, evet doğru duydunuz. Kaç kişinin bahçesinde o müthiş koku var ki sabahları ?
Şanslıyım bence.
Ama, ana caddeye çıkıp otobüs peşinde koşmayı sevmiyorum işte. Hele ben yolun karşı kıyısına geçemeden melek gibi süzülürlerse, bir mutlu olurum ki sormayın.
Bulunan ilk otobüse atlayıp vapura ulaşmak ise "paha biçilemez".
Yani sizin anlayacağınız "Thanks God, I'm a Karşıyaka Citizen"
Ama,işte hep aynıdayız. Her sabah her akşam koşturmacada...
Şimdi diyebilirsiniz ne yazdın şimdi ? Bu mudur yani ?
Bu işte ...
Ararken yazılacak yeni sözcükleri kapıldım gittim kendi patikama.
Her sabah yeni baştan başlıyorsa hayat ve mutlu olmak sadece kafada bir yerlerdeyse sabahleyin işe gittiğiniz yol üzerindeki bir dal yasemine selam verin bence.
Hatta kimseye çaktırmadan bir dal koparın, masanızın üzerinde duran o zavallı kenarı çatlak ya da dibi çay lekesi olmuş kupayı şenlendirin.
Bir de böyle deneyin rutini.
Şimdi tekrar sorun kendinize : Bu mudur ?
Evet, tam da budur !
İyi geceler sesimin gittiği her yere...
Oyasumi nasai...
Söylenesi sözlerin, dinlenesi şarkıların peşinde açılmak gizli ve uzak denizlere.
Belgesel kanallarında izlenilen ve asla atılınamayacak maceraların hayali belki de ...
Hayat kimi zaman, hadi itiraf edelim aslında çoğu zaman, oldukça da sıradan.
Buna rutin diyorlar kısaca, ingilizceden apartarak.
Sabah sabah hiç istemeden kalkıp üniversitenin ışıltılı günlerinde hiç ama hiç hayal etmediğin bir işi yapıyorsun belki de. Sabah kalkmak fikri zaten sıkıcı, ona bir şey demiyorum bile.
Aslında kalkma zulmünü atlattıktan sonra bloktan bahçeye adımımı attığım o an ile aramda sorun yok. Bahçedeki lavanta kokusu ve günün o pırıltılı merhabasını seviyorum.
Lavantalarımız var, evet doğru duydunuz. Kaç kişinin bahçesinde o müthiş koku var ki sabahları ?
Şanslıyım bence.
Ama, ana caddeye çıkıp otobüs peşinde koşmayı sevmiyorum işte. Hele ben yolun karşı kıyısına geçemeden melek gibi süzülürlerse, bir mutlu olurum ki sormayın.
Bulunan ilk otobüse atlayıp vapura ulaşmak ise "paha biçilemez".
Yani sizin anlayacağınız "Thanks God, I'm a Karşıyaka Citizen"
Ama,işte hep aynıdayız. Her sabah her akşam koşturmacada...
Şimdi diyebilirsiniz ne yazdın şimdi ? Bu mudur yani ?
Bu işte ...
Ararken yazılacak yeni sözcükleri kapıldım gittim kendi patikama.
Her sabah yeni baştan başlıyorsa hayat ve mutlu olmak sadece kafada bir yerlerdeyse sabahleyin işe gittiğiniz yol üzerindeki bir dal yasemine selam verin bence.
Hatta kimseye çaktırmadan bir dal koparın, masanızın üzerinde duran o zavallı kenarı çatlak ya da dibi çay lekesi olmuş kupayı şenlendirin.
Bir de böyle deneyin rutini.
Şimdi tekrar sorun kendinize : Bu mudur ?
Evet, tam da budur !
İyi geceler sesimin gittiği her yere...
Oyasumi nasai...
Yorumlar
Yorum Gönder