KARA DELİK

Bazen çok çaresiz hissedersin kendini.
Bütün dünya üstüne çökmüş gibi gelir.
Belki de çökmüştür zaten.
Ve sen o göçüğün altında nefes almaya çalışırken, "öldüm" dersin.
Ölmek her zaman cismen ortadan yok olmak değildir.
Ruhunu başka diyarlara göçürmek de ölmek değil midir?
"İyi misin ?" diye sorarlar, yalandan "İyiyim" dersin. Yalan iyi gelir insana.
Kötüyüm dediğinde sorular soruları kovalar çünkü.
Böyle bir ruh halindeyken soru cevaplamayı kim ister?
Sormasınlar,duymayayım ve hatta hiç konuşmayayım dersin. Çünkü,ancak böyle kaçarsın içindeki uğultudan. Tabii, ona ne kadar kaçmak denirse...
Yaptığın sadece kendini kandırmaktır belki de,bazen kandırılmak da iyi gelir insana.
Unutamadığın yerde, unutmuş gibi yaparsın bu sayede.
Ama işte her zaman işe yaramaz o "mış gibi yapmak"lar. Ufacık bir ses, bir koku, bir hareket hatırlatıverir. Özlediğini anlarsın aniden.
Zaten hiç gitmemiş gibi kabul ettiğinden, bir anda koyuverir acı acı.
Haykırır dünya gözlerini kocaman aça aça, büyük harflerle yazar açık açık: "O YOK ARTIK".
O ana kadar inanmadığın her şey bir anda o kadar gerçek o kadar pürüzsüz bir dokunuşla içine yerleşir. Gittiğin,bittiğin,yittiğindir artık.
Sarılacak bir şeyler ararsın...
Onun kokusu üstünde diye, beş aydır bir yastık kılıfını yıkayamazsın.
Hayat bir soluk alışı ile başlar, bir soluk verişi ile biter oysaki.
İlkini görmesen de sonunu bir kere yaşadığından tecrübelisindir aslında. Ama ruh kabul etmez!
Tesellileri çağırırsın yardıma, cümleler cümleler cümleler...
Herkes bir şey anlatır, zannederler ki söyledikleri ile sen sanki kabulleneceksin. Bir anda aydınlanma gelecek, her şey berraklaşacak, olacak, bitecek.
Bitmez ki... Sadece kanıksanır. Acıya alışılır. Çünkü,kaçınılmaz gerçekler vardır.
Bu sadece hayattır.
Ama işte; özlediğin annen ise ne söylersen söyle geriye kalan sonsuz bir boşluk, belki de dipsiz bir kara delik...




   


Yorumlar

GEZGİNİN HARİTASI