KİM CEVAPLAYACAK BU SORULARI ?

Aklımda yoktu bugün yine aynı şeyleri yazmak. Ama, ellerimin çevirdiği sayfalar beni gene oraya getirdi.
Sen ne özel bir varlıktın ve nasıl böyle apansız gidebildin ?
Gittin yazarken bile boğazıma bir yumruk yerleşiyor. Ağlamak ve susmamak istiyorum aslında.
Dün Ege Park'ta dolaşırken sana çok benzeyen birini gördüm. sanki suretin beni ziyarete gelmişti. Sonra TRT 4'te bir program bitip diğeri başlarken birden seni gördüm kalabalığın ortasında. Yine duya duya okuyordun, gözlerini kısıp başka dünyalara akmıştın. Gözlerimden yaşlar döküldü yine.

Seni her geçen gün daha çok özlüyorum. Bir olay olduğunda onu senle nasıl yorumlardık kimbilir diye düşünürken buluyorum kendimi. Telefonum hala aramanı bekliyor ve ben öte dünya inancıyla seninle yeniden buluşur muyuzun peşine düşmüş durumdayım.

"Canımın ta içisin sen" diye haykırmamın sebebi senin o şarkıyı ve Melihat Abla'yı çok seviyor olman. Neva ile arkadaş olduk senin bıraktığın izleri takip edip.

Biliyorum seni görmeye gelmiyorum diye bana kızıyorsun. Ama, kızma artık geliyorum sonunda. Nasıl dayanacağımı bilmeden geliyorum oraya.
Her şey var, ama neden sızlıyorum burnumun direği diye soran sen iken şimdi ben soruyorum :
Karşıyaka isminin en yakışmadığı yere Karşıyakalı'nın bestecisi nasıl yerleşebilir ki ? Esas kimin sızlıyor burnunun direği ?

Senli bir hayatı sensiz yaşamayı öğretmeden nasıl gittin ki ?